İçeriğe geç

Somon balığı nasıl bir balıktır ?

Somon Balığı Nasıl Bir Balıktır? – Bir Anı, Bir Duygu, Bir Soru

Kayseri’nin o soğuk, karanlık akşamlarından birinde, annemle mutfakta otururken bir şeyler hazırlıyorduk. O an, hayatın ne kadar sıradan ve aynı zamanda ne kadar derin olduğunu düşündüm. Her şeyin bir anlamı olduğunu fark ettiğimde ise annem, bana somon balığını pişireceğini söyledi. O an, belki de hayatımın en büyük içsel sorgulamasına başlayacağımı bilmiyordum. Somon balığı… Nasıl bir balıktı bu?

O Akşamın Havası

Buz gibi bir akşam, annem mutfakta elleriyle hazırlık yaparken ben de masanın köşesinde bir köşe yazısına dalmıştım. Kayseri’nin soğuk akşamında sıcak yemek hazırlamak, insanın duygusal dünyasında bir şeyler değiştiriyor. Tam o sırada annem bana dönüp, “Somon alalım mı?” diye sordu.

“Somon? Nasıl bir balık o?” dedim, biraz şaşkın. Somon, benim için her zaman uzak, tropik bir hayali balık gibi bir şeydi. Akşam yemeğinde annemin ellerinden çıkan yemekler ise hep daha mütevazı, hep daha tanıdıktı. Ama somon… O, belki de başka bir dünyadan geliyordu.

Somon Balığının İçindeki Boşluk

O an, aklımda bir soru dönmeye başladı: Somon balığı gerçekten neydi? Hani, insanlar bazen bir şeyin dış görünüşüne bakıp anlamaya çalışır ya, ben de tam öyleydim. Yüzeyde ne vardı? Taze, canlı, kırmızımsı bir balık. Ama içi? İçindeki anlam? İnsanları tanımak gibi, dışarıda bir şeyler olup da içte hiçbiri olmayan bir şey vardı bu balıkta sanki. Ya da belki ben çok fazla düşünüyordum.

O akşam annem, somon balığını fırına yerleştirip güzelce baharatladı. Ama o balığın içinde bir şey vardı… Bir duygusal boşluk, belki de ne kadar insanın dışa vuruşuyla içsel dünyası arasında bir fark varsa, somon balığının da içinde bir fark vardı. Şimdi, size de anlatayım; belki beni anlamazsınız ama o balığı gördükçe bir yabancılık hissi oluştu içimde. Taze balık, hep dışarıda görebildiğiniz ama içini keşfetmekten korktuğunuz bir şey gibi.

Somon Balığının O Tatlı Kokusuna Karşı Hayal Kırıklığı

Somon balığını fırına koyduktan bir süre sonra mutfaktan çıkan o harika kokuyu duyduğumda içimde bir şeyler kıpırdamaya başladı. Kokusu, sanki Kayseri’nin o kasvetli havasında kaybolmuş, her şeyin biraz daha ışıldadığı bir an gibiydi. “O kadar uzak, ama o kadar yakına gelen bir şey…” dedim kendi kendime.

Ama sonra, annem balığı çıkartıp tabakta hazırladığında, bir hayal kırıklığı hissettim. O kadar çok şey bekledim ki, ona ait olacak her şeyden bir anlam çıkarmak istedim. Belki de bu kadar derine inmenin bir anlamı yoktu. Sonuçta bu sadece bir balıktı. Ama o tat, o lezzet, öyle güzeldi ki… O kadar güzel ki… İnsan ne zaman bir şeyin içine derinlemesine bakarsa, o kadar fazla düşünür, o kadar uzaklaşır. Şimdi, burada tam önümde bir gerçeklik duruyordu: Somon balığı, dışarıdan gördüğümüzden çok daha farklıydı. Lezzet, sadelikle birleşmişti.

O An ve Bir Sorunun Cevabı

Yavaşça, balığı tabağımda incelemeye başladım. Her parçası, bir hikâyeyi anlatıyordu sanki. Acaba ne zaman bu balık, bu kadar yol alıp buraya gelmişti? Hangi denizlerde yüzdü, hangi dalgaların arasında kayboldu? O kadar çok soru, o kadar çok soru vardı ki… Ama birden bir şey fark ettim. Somon balığı, aslında sadece bir balık değil, bir yolculuktu.

Evet, belki de somon balığı, dışarıda ne kadar tanıdık ve basit görünse de, bir o kadar zor bir yolculuğun sonunda buradaydı. Bir yere doğru gitmek, bir yere ulaşmak, belki de anlamlı olmanın tek yoluydu. Ve o an, kendi içimde “Somon balığı, nasıl bir balıktır?” sorusuna cevabımı buldum: “Somon, hayatın denizdeki yolculuğu gibidir. Uzaklardan gelir, uzun bir yolculuktan sonra kendini bulur ve sonunda, sahip olduğu her şeyle burada olmanın değerini gösterir.”

Somon balığını yediğimde, dışarıdaki her şeyin ne kadar anlamlı ve aynı zamanda ne kadar boş olduğunu düşündüm. İçimden, bu balığa ait hissettiğim bir bağ vardı. Çünkü belki de bu balığın yaşadığı yolculuk, kendi yolculuğumla çok benziyordu.

Sonuç: Bir Balığın Derinliği

Somon balığı, dışarıdan bakıldığında sadece bir yemek gibi görünüyor olabilir, ama o an mutfakta, sıcak tabağımın karşısında düşündükçe, bu balık bir hayatın özeti gibiydi. Tıpkı biz insanlar gibi. Belki de hayatta, aradığımız anlamlar, gözümüzün önündeki basit şeylerde gizlidir. O kadar uzak görünürler ki, aslında tam karşımızdadırlar.

Sonuçta somon balığı, her ne kadar sıradan bir yemek gibi görünse de, bana hayatın gerçek yolculuğunu hatırlattı. Bizler de tıpkı o balık gibi, bazen kayboluruz, bazen yanlış yönlere gideriz ama en sonunda, her şey yerine oturur ve her şey anlam kazanır.

Bazen, hayal kırıklıkları da, insanı daha iyi anlama yolculuğuna çıkarır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
ilbetbetexper.xyzbets10